Almus Bayan Masöz Hizmetleri Üniversiteli

Almus Bayan Masöz Hizmetleri

Almus Bayan Masöz. Bir erkeğin ses tonu beni hep en çok etkileyen unsurlardan biri olmuştur. Bir keresinde, daha üniversitedeyken, okuldaki en yakışıklı çocuktan sırf ses tonu sinirime dokunuyor diye ayrılmıştım. İşin ilginci, ses ve diksiyon dersinde tanışmıştık. O da benim benzer biçimde bildirişim öğrencisiydi. İlk ders gelip yanıma oturduğunda, “Tanrım! Ne hoş herif,” diye düşünmüştüm. Ta ki bana o ince, koyu Brooklyn aksanlı sesiyle “Sence burada sesimi değiştirmeme yardımcı olabilirler mi?” diyene kadar. Soğukça “Mucizeler yarattıklarını sanmıyorum,” diye cevap vermiştim. Saygısızlığımı fark etmemiş gibiydi. O gün dersten sonra yurtta odamda birlikte olduk.

Farklı tarzlarımıza karşın derslikın moda kralı ve kraliçesiydik ve ortak zaafımızın farkındaydık. Arkadaşım bir tek çok yakışıklı değil bununla beraber yatakta da çok başarı göstermişydı. Ama maalesef sesi dayanılacak gibi değildi ve ben ancak üç ay dayanabildim. Bu ilişkiden çıkardığım ders: Erkekler ağızlarını kapalı ve fermuarlarını açık tuttukları sürece her şey yolunda. O günden sonra sesi bana itici gelen kimselerle çıkmadım. Frank’e “Sesini sezmek isterim,” diye yazdım. “Lütfen numaranı gönder.” “Bu hiç iyi bir düşünce değil Suzanne.

Almus Bayan Masöz Hizmetleri

Almus Bayan Masöz. İkimiz de evliyiz. Bırak her şey olduğu şeklinde kalsın,” dedi. Telefon numarası için onu sıkıştırmaya devam ettim ve sekiz hafta süren bir e-posta trafiğinden sonrasında sonucunda pes etti. Her gün yazdığımız iki sayfalık mektupların yerini bir iki saatlik telefon görüşmeleri almıştı. İşten eve gelir, yemek yapmaya başlar ve Frank’i arardım. Saat farkı yüzünden Frank o sırada öğle yemeği arasında olurdu. Ağır bir New York aksanı vardı. Al Pacino’nun gırtlaktan gelen sesinden ziyade James Stewart’ın genizden hitabını andırıyordu. Sesi aklımda hayal ettiğimden çok değişikydı. Ben daha derinden, yumuşak ve baştan çıkarıcı bir ses hayal etmiştim.

Amerikalı bir DJ’in yahut gösterime girecek filmlerin arka fonundaki insanın sesi benzer biçimde. Gene mesele etmiyordum. İlk telefon konuşmamızın üzerinden iki hafta geçmişti ki Frank bana ev telefonunu verdi. Önümüzdeki ay süresince ne vakit istersen arayabileceğimi, eşinin çocuklarla beraber Texas’a annesini görmeye gideceğini söyledi. “Hey, sadece başına geçireceğin koskoca bir ay. Arkadaş ister misin?” “Ciddi misin?” Ona çok ciddi olduğumu söyledim ve aklımda hemen şehir dışına çıkmamı sağlayacak bir plan meydana getirmeye başladım. Ve on yıl boyunca hiç yapmadığım bir şey yaptım: David’e asılsız söyledim.