Almus Masaj Salonu Hizmeti Eda
Almus Masaj Salonu
Fakat bu, bir profesyonel olarak, sana saygı duymama engel değil. Sen amacın uğruna her şeyi göze alan, akıllı, Almus Masaj Salonu yaratıcı birisin ve sarsılmaz bir doğruluğa sahipsin. Senin için hep böyle düşünmüşümdür. Fakat her şeyden önemlisi güçlü bir beynin var. Rekabetin hızla arttığı bir toplumda bu lüzumlu bir özellik. Maalesef, rekabet her süre bizim arzu ettiğimiz araçları kullanmaz. Ancak kazanan sen olmak istiyorsan rakiplerinle aynı enstrumanları kullanmaya hazır olmalısın.
Önemli olan bir başka şey de…” Waaler fısıldayarak konuşmaya devam etti. “… Doğru takımda oynamak. Birlikte bir şeyler başarabileceğin bir takımda olmak.” “Neyin peşindesin, Waaler?” Harry sesinin titrediğini hissedebiliyordu. “Sana yardımcı olmak istiyorum.” Waaler ayağa kalktı. “Biliyorsun, bu şekilde olmasına gerek yok… “ “Ne şekilde?” “Bu şekilde iki düşman olmamıza. Bu şekilde emniyet Müdürü’nün o kağıtları imzalamasına. Biliyorsun işte.” Waaler kapıya doğru yürüdü.
Almus Masaj Salonu
“Ve ne kendin ne de sevdiklerin için bir şeylere paranın yetmemesine… “ Elini kapının koluna koydu. “Bir düşün, Harry. Dışarıdaki vahşi hayatta sana yardımcı olabilecek tek bir şey var, Harry.” Bir mermi, diye geçirdi içinden Harry. “sadece kendin, ” dedi Waaler ve odadan çıktı. PAZAR. YOLA ÇIKIŞ. Kız yatakta uzanmış, sigara içiyordu. Minik konsolun önünde duran erkek arkadaşına bakıyordu. Yeleğinin altında hareket eden kürek kemiği mavi ve siyah gölgeler oluşturuyordu. Bakışını aynaya kaydırdı ve kendinden emin ve yumuşak hareketlerle kravatını bağlayışını izledi. Ellerini beğeniyor, hareket ederken onları izlemeyi seviyordu.
“Ne vakit geri döneceksin?” diye sordu kız. Bakışları aynada buluştu. Gülüşü de kendinden emin ve yumuşaktı. Kız yüzünü buruşturdu. “Olabildiğince çabuk, Liebling.” Kimse onun benzer biçimde ‘sevgilim’ diyemezdi. Garip aksam ile Almancayı kıza nerede ise sevdirecek derecede melodili bir halde mevzuşuyordu. “Yarın akşam uçağıyla, sanırım, ” dedi. “Beni karşılamaya gelecek misin?” Kız gülümsemesini engelleyemedi. Sevgilisi de güldü. Kız da güldü. Kahretsin, bunu her seferinde başarıyordu. “Seni Oslo’da bekleyen bir araba kız olduğundan inanırım, ” dedi. “ümit ederim.” Yeleğinin düğmelerini ilikledi ve elbise dolabındaki askıdan ceketini aldı. “Mendilleri ütüledin mi, Liebling?” “Çoraplarınla beraber onları da bavuluna koydum, ” dedi kız. “muhteşem.” “O kızlara buluşma verdin mi?”








Son yorumlar